Lynyrd Skynyrd – Endangered Species

90’lı yıllar blues ve rock müziğine merak saldığım dönemler olmuştur. Sanırım biraz o yaşların (18-20) getirdiği başkaldırı, isyan, özenme, “büyüdüm ben” hislerinin etkisiyle, biraz da Ankara’da geceleri gittiğim mekanların büyüsüyle iyiden iyiye siyahlara bürünmüş bir tip olup çıkmıştım. Blues’u bana sevdiren Manhattan Bar’ın o dönem efsanelerinden “Blues Express” olmuştu. Alper’in “cool” sahne performansını, Süleyman’ın Richie Samborish gitar çalışını ve back vocal’ini, o ufacık tefecik mekanda izlemeye dinlemeye doyamazdık, kendimizden geçerdik. Tunalı’daki Sixties de önemli rock barların başında yer alıyordu. Yine, Gece Bar ve X’ir, kıymetli sahne performanslarının olduğu nadide mekanlardı. Sakarya’da SSK işhanındaki Gölge Bar ise kalabalığın, biranın ve salaşlığın ortasında dinlediğimiz “Diplomatic Immunity”, keyfimize keyf katardı. Sakarya demişken, Blues Bar’ı anmadan geçemem. Üstlerinde “Lynyrd Skynyrd” yazılı bankları vardı. Ve bu sayede gittiğim Dost Kitabevinde gördüğüm Lynyrd Skynyrd’ın “Endangered Species” albumu almışımdır merak ederek.

1964 yılında bir araya gelen Ronnie Van Zant, Bob Burns, Allen Collins, Gary Rossington, and Larry Junstrom “My Backyard” grubunu kurmuştur. Rolling Stones, Beatles gibi gruplardan esinlenerek kurdukları grup, “southern blues” ve “country” müziğinden de etkilenmiştir. “The Noble Five” ve “One Percent” isimleriyle de tanınan grubun bugünkü ismine karar kılması 70’lerin başına denk gelir. Lynyrd Skynyrd ismi, Rossington ve Burns’ün lise yıllarında okullarının beden öğretmeni olan Leonard Skinnerd’dan gelmektedir. Tabir-i caizse okul girişinde elinde cetvel ve makasla bekleyen bir hoca olan Skinnerd, giyim kuşama, erkeklerin saç uzunluğuna ve disipline çok önem verirmiş. Rossington da sıkça bu disiplinden nasibini almış ve dayanamayarak okulu terk etmiş. Buna rağmen yıllar sonra grup hocalarıyla bir araya gelerek “barışmış” ve hatta Skinnerd Jacksonville’de birçok konserde grubu tanıtan kişi olarak sahneye çıkmıştır.

70’lerde basda Junstrom yerine Leon Wilkeson geçmiştir. Ayrıca üçüncü bir gitarist olarak da Ed King gruba dahil olmuştur. 73 yılında bugünkü isme karar kıldıktan sonra grup en parlak dönemlerini yaşamaya başlamıştır. Aynı yıl MCA Records’ta ilk stüdyo albumleri çıkmıştır. “Freedird” şarkısı bu albumdedir. 1974 yılında çıkan 2.albumleri grubu meşhur etmiştir diyebiliriz. “Second Helping” isimli albumde “Call Me The Breeze”, “Workin’ For MCA” ve “Sweet Home Alabama” şarkıları yer almaktadır.
1975 yılında davulcu Burns gruptan ayrılır ve yerine Artimus Pyle gelmiştir. Bir konser turnesinin ortalarında bu sefer üçüncü gitarist olarak sonradan gruba dahil olan Ed King grubu bırakmıştır. 2 gitaristten oluşan 6’lı grup, yoluna bir süre devam etmiştir ancak önceki başarılarını yakalayamamıştır.

1976 yılında 3 kişilik “Honkettes” olarak da bilinen kadın vokaller gruba katılmıştır, Leslie-Cassie-JoJo. Aynı yıl grubun eksik kalan 3.gitaristlik görevini Cassie’nin erkek kardeşi Steve Gaines üstlenmiştir. Güzel yıllar geri gelmiştir. En iyi zamanlarını yaşayan grubun kendine özgü 3'lü gitar stili, Van Zant’ın güçlü vokali,  melodik bası, ritmik ama bir o kadar yırtıcı perküsyonu ve Powell’ın keyboard/piano calış stili imza niteliğindedir. Ancak bu parlak dönem 1977 yılında, 17 Ekim ayında çıkarttıkları son albumden 3 gün sonra, turne hazırlıklarına başlarken, bir uçak kazasıyla söner. Bu kazada vokalist Ronnie Van Zant, gitarist Steve Gaines ve kız kardeşi back-up vokalist Cassie Gaines hayatlarını kaybederler.

Kazadan sonra grup dağılmıştır ve herbiri ilerleyen yıllar içerisinde kendi gruplarını kurmuşlardır. Ancak 10 yıl sonra 1987 yılında, kazadan kurtulan Gary Rossington, Billy Powell, Leon Wilkeson ve Artimus Pyle, eski gitarist Ed King’i de aralarına alarak grubu tekrar bir araya getirme kararı almışlardır. Johnny Van Zant, ağabeyi Ronnie’nin yerine vokale geçmiştir.

Kuruluşundan bu yana oldukça büyük trajediler ve ayrılıklar yaşayan grubun son stüdyo albumu 2012 tarihli “Last of a Dyin' Breed”tir. Bugüne gelindiğinde grubun kuruluş yıllarından kalan tek üye görmekteyiz; gitarist, Gary Rossington.

Önemli yıllardaki değişiklikleri gösteren ufak bir tablo hazırlamaya çalıştım, değişimi daha rahat görebilmek adına.





Lynyrd Skynyrd – Endangered Species


Endangered Species albumü grubun 1994 yılında çıkardığı 8.albumdür. Diğer albumlerinden farkı albumde çoğunlukla akustik enstrümanlar kullanılmış olmasıdır. Yukarıdaki kronolojide de bahsettiğim üzere, vokalde Ronnie Van Zant’ın kardeşi Johnny yer almaktadır. Ayrıca Gitarist Ed King’in de bu grupla son albumu olmuştur. Albumu tanınmış parçaların yeniden akustik olarak uyarlanması olarak niteleyebiliriz.






Albumde beni etkileyen çok şey var. Birincisi bu kadar zorluklarla dolu bir dönem yaşamış grubun çekirdek üyeleri başkaldırılarını devam ettirmiş. Akustik bir kayıt olarak olağanüstü bir performans sergileyen herbir grup üyesi beni büyüledi. Davuldan gitara, vokallerden mandoline kadar. Bir mandolinin bu denli çalınabileceğini söyleseler inanmazdım, ta ki albumdeki 12 şarkı olan "The Last Rebel"i dinleyene kadar. Şarkının bitti dediğiniz anda başlayan mandolin resitali olağanüstü. Duygunun tüylerinizi diken diken ettiği ve melodinin, her bir notasının isyanla tınladığı bir resital.

Albume giriş insanın heyecanlandıran ve ayağa kalkıp ritim tutma arzusu uyandıran cinsten. Davulu, vokali, gitar ve piyano soloları harika. Hani sanki yaz günü arabanızla tatil yolundasınız da, keyiften müziğin sesini açmış elinizle ayağınızla ritim tutarak yol alıyorsunuz.

6.şarkı "Sweet Home Alabama", sanırım bu akustik düzenlemeyi aslından çok beğendim.

Sanırım Lynyrd Skynyrd'ın bu akustik albumu, farklılıklarla beraber alışılmışın dışında değişik bir tat verdi.

Biraz kıpırdamak isterseniz, içinizin rock ama akustik gümbür gümbür hoplamasını deneyimlemek isterseniz albumü mutlaka dinleyin derim.


Sevgiler
Erkan